Bodrum’dan, Suriye’deki Cihatçılara Tepki.
Suriye’de yönetimin cihatçı HTŞ (Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm) kontrolüne geçmesi ülkemizde farklı kesimler tarafından, farklı tepkilerle karşılandı.
Suriye’de yönetimin cihatçı HTŞ (Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm) kontrolüne geçmesi ülkemizde farklı kesimler tarafından, farklı tepkilerle karşılandı.
HTŞ’ye ilşkin kesin olanı B.M. tarafından terör örgütleri listesinde. Ayrıca Türkiye’de 2018 Ağustos’unda HTŞ’yi terör örgütleri listesine aldı. HTŞ’nin lideri Golani’nin kellesine de FBI tarafından 10 milyon dolar ödül kondu.
HTŞ, İŞİD’in isim ve makyaj değiştirmiş yapılanmasıdır.
Ülkemizdeki Cumhur İttifakı’nın desteklediği ÖSO (Özgür Suriye Ordusu)’da isim değiştirerek, SMO(Suriye Milli Ordusu) adını aldı. Suriye’de isimler ve roller değişirken değişmeyen tek şeyin cihatçı yöntem ve zihniyetin kendisi oldu. HTŞ iktidarı alırken yağma yok denilirken, Suriye Merkez Bankası canlı yayında çuvallar içerisinde, kamyonetler kasalarında boşaltılıyordu. Sertlik yok denilirken, yargısız idam görüntüleri dolaşıyordu. Yine cihatçılığın Suriye’de en büyük mağduru kadınlar olarak gözlemlenmektedir. Cihatçılar topladıkları kadınların başına silah dayayarak tekbir çektirdiği görüntüleri sosyal medyada yaygın olarak paylaşıyorlar. İsrail ise Suriye’deki çok yönlü operasyonun baş patronu görüntüsünde. İsrail tankları, askeri araçları, silahlı birlikleri Suriye’nin her tarafını adeta eğitim alanına çevirmiş durumda.
DEM Parti: “Yaklaşan Büyük Fırtına Görülmeli.”
Tüm bu gelişmeler Bodrum DEM Parti İlçe Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen basın açıklaması ile protesto edildi. Gümbet Mahallesi’ndeki parti binasının bulunduğu Ahmet Yesevi Caddesi üzerinde yapılan basın açıklamasını ilçe başkanı Hülya Bayar okudu. Bayar açıklamada; “Ortadoğu’da tarihi anlara tanıklık ediyoruz. Suriye’de 61 yıldır iktidarda olan Baas rejimi çöktü. Suriye halkı hem öncesinde hem de 2011 yılından sonra yaşanan iç savaşta büyük acılar, zulümler ve katliamlar yaşadı. Suriye, insanlık tarihinin medeniyet merkezlerinden biri olmasına rağmen baskı, zulüm, yok sayma, ölüm ve şiddetten bir türlü kurtulamadı. Bugün Suriye’de yeni bir döneme girme fırsatı var. Artık kin, öfke ve intikam duygularıyla değil demokratik bir düzen yaratma isteğiyle hareket etme zamanıdır. Küresel ve bölgesel güçler arasındaki sancıların bedelini maalesef Ortadoğu halkları ödüyor. Suriye’de bitmeyen çatışmalar, İran’daki teyakkuz hali, Irak’taki belirsizlik ve hepsinin ortasında İsrail’in saldırıları altındaki Filistin ve Lübnan var. Ortadoğu’da taşlar yerinden oynarken, Türkiye’nin bundan etkilenmeyeceğini düşünmek büyük bir yanılgıdır. Bir yandan küreselde, diğer yandan Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere bakıldığında, etrafımızı saran ve yaklaşan büyük fırtına görülmelidir” görüşlerine yer verdi.
Aydın Doğer: “Ya Barbarlık, Ya Sosyalizm.”
Bodrum’da yakın geçmişte Güneşin Sofrasında ismiyle siyasal platform oluşturan Tarihsel Sol Hareket sözcüsü Aydın Doğer de etkinlikte; “Dikkat edilirse sol, sosyalist değerler ne kadar yok ediliyorsa; insanlık o denli yok oluyor. Türkiye’de de, bölgemizde de durum farklı değil. Rosa Luxemburg yoldaşımız; ‘Ya sosyalizm ya barbarlık’ şiarını dillendirmişti. Şimdi bir kez değil sonsuz kez; ‘Ya barbarlık, ya sosyalizm’diyoruz. Beşar Esad rejimi yıkıldı diye yas tutacak halimiz yok. Ama sapkın şeriatçılar Suriye’de erki ele geçirince zil takıp, oynayanlarla da saf tutacak halimiz olmadığı gibi görülecek hesabımız var. Suriye’de İsrail ve ortaklarının bu geçici zaferi maalesef zulüm, tecavüz, gözyaşı ve ölümden başka bir şey getiremeyecektir. Bu insanlık düşmanı, tescilli terörist çetecilerin arkasındaki güçler bu suçların sadece ortağı olmayacaktır. Azmettiricileri olarak tarihin sanık sandalyesinde yerlerini alacaklardır. Bunlar cihat kafasının fıtratında olan şeylerdir. Acılı bir süreçten geçecek olan Suriye’nin mazlum halklarına asla sırtımızı dönmeyeceğiz. Onları karanlıkla baş başa bırakmayacağız. Şimdi solculuğun, devrimciliğin yolu başta Filistin, Suriye halkları olmak üzere bitişiğimizdeki mazlum halklarla dayanışmadan geçmektedir” görüşlerine yer verdi.
Sanver: “Yılan Yuvamıza Girdi.”
Açıklamanın yapıldığı Ahmet Yesevi Caddesi’nde kuaförlük yapan Esma Sanver de; “Bu tepkileri çoğaltmak gerek. Bana dokunmayan yılanın ötesinde, yılan yuvamıza girdi. Suriye’de iktidar olan ortaçağ zihniyetinin internet paylaşımlarına insan bakamıyor bile. Hastanede hastaları katlediyorlar, kadınları taciz ediyorlar, çocuklara dayak atıyorlar. Dikkat edin hep zayıf insanlar var hedeflerinde. Bu tedavi edilemez, büyük bir sapkınlıktır. Sünni-Müslüman egemenliği üzerine inşa edilen sözüm ona yeni yönetimin Adalet Bakanı: ‘Bir an önce şeriatı tesis edeceğiz’ diyor. Yeni yönetimin başbakanın resmi diplomasında; ‘Şeriat ve Hukuk Fakültesi’ yazıyor. Öylesi tehlikeli ve akıl-dışı bir güruhla karşı karşıyayız ki; Sunni Müslüman olmayan kadınları savaş ganimeti olarak tanımlıyorlar” görüşlerine yer verdi.
Haber: Ayhan Karahan