Her Korktuğunuzu Öldürecek Misiniz ?

AK Parti milletvekillerinin imzasıyla meclise sunulan Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi bütün yurtta Sivil Toplum Kuruluşlarının tepkisiyle karşılandı.

Köşe Yazıları Yayın: 23 Temmuz 2024 - Salı - Güncelleme: 23.07.2024 01:11:00
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
479 okunma
Google News

AK Parti milletvekillerinin imzasıyla meclise sunulan Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi bütün yurtta Sivil Toplum Kuruluşlarının tepkisiyle karşılandı.


Bir dolu kavram karışıklığıyla birlikte asıl tepki alan değişiklik “Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.”


Teklife göre; saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan veya sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce” ötenazi” yapılacak.


Yani sizin anlayacağınız öldürme amaçlı “uyutulacaklar.”


Tıpkı biz yoksul insanları, hak savunucularını, barış ve demokrasi yanlılarını” açılım, değişim, dönüşüm, yumuşama, normalleşme” diye diye yıllardır uyuttukları gibi.


Bizi öldürmediler belki ama öldürmekten beter ettiler.


Hayallerimizi yok ettiler, umutlarımızı söndürdüler, geleceğimizi kararttılar.
Toplumun farklı kesimlerinden, yapılmak istenen bu katliam gibi yasa değişikliğine karşı çok farklı tepkiler geliyor.


Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan bu konuda en net tespiti yapmış.


“Köpeklerden değil, insanlardan korkuyorum.”


“Bir sabah uyandığınızda sizi selamlayan, kuyruk sallayan mahalle sakininiz Çomar’ı göremeyeceksiniz. Çünkü öldürecekler! Suyunu tazelemek için Sarman’ı arayacaksınız ama bulamayacaksınız!


Anlaşılan o ki egemen güçler korktuğu her canlıyı öldürmeye kararlı.


Bundan 44 yıl önce efsane lider Disk Genel Başkanı kemal Türkler’i de öldürtmüşlerdi.


Tıpkı 77 yılında 1mayısta Taksim meydanında, Kahramanmaraş olaylarında, Ankara Gar katliamında, Sivas-Madımak olaylarında yüzlerce insanımızı, düşüncelerinden, inançlarından, kararlılıklarından korktuğunuz için öldürdüğünüz gibi.


Peki! bu sokaklardaki sahipsiz canlardan niye korkuyorsunuz.


Onlar kendilerine bir saldırı olacağını hissetmeden kimseye saldırmazlar.


Onlar; bugün sokaklarda, eğlence mekanlarında gördüğümüz insan kılıklı canavarlardan çok daha masumdurlar.


Onlar; bizim sahip olmadığımız ya da birbirimize gösteremediğimiz ölçüde sevgi yüklüdürler.


Onlar; bıraksak kendi hallerine kimseye zarar vermeden, üstelik bizlere de yaşam sevinci, mutluluk kaynağımız olurlar.


Haydi! Kemal Türkler’den, Hrant Dink’den, Can Atalay’dan, Gezi sanıklarından korktunuz; kimini öldürdünüz, kimilerini cezaevlerinde rehin aldınız.


Çünkü onlar toplumu değiştirmeye, bilinçlendirmeye çalışıyor, barış içinde, bir arada özgürce yaşam mücadelesi veriyorlardı.


Uyguladığınız adaletsiz sistem, çarpık düzen adına onları ve düşüncelerini tehdit olarak algılıyordunuz.


Peki ya ! Bu sevimli, şirin; sizin söyleminizle “sahipsiz” canlılardan niye bu kadar korkuyor, nefret ediyorsunuz?


Hani bir dönem ülkeye huzur getirme bahanesiyle yurdumuzun bir kan gölüne çevrilmesine göz yuman, uygun koşullar oluşunca da tüm yurtseverlerin üstüne balyoz gibi çöken anlı şanlı bir paşamız vardı ya! 


İdam sehpasına gönderdiği 17 yaşındaki Erdal Eren için “Ne yapalım yani asmayalım da besleyelim mi?.” diyen .


Sizden bu sokak canlılarınızı beslemenizi isteyen yok, öldürmeyin yeter!


Onları nasıl geçmişten beri bu ülkenin vicdan sahibi insanları beslediyse, bundan sonra da daha iyisini yaparlar.


Mevcut siyasi iktidarın yönetim anlayışında insana değer olmadığı için bu sokak canlılarına değer vermelerini beklemek kuşkusuz beklenemez.


Ancak iktidara şirin görünme adına tıpkı 12 Eylül paşası gibi “öldürmeyelim de besleyelim mi?” diyecek kadar vicdan yoksunu insanları doğrusu anlamakta zorlanıyorum.


Özellikle de kendisini müthiş özgürlükçü, barış yanlısı gösterip, yapılan hiçbir eyleme, protestoya, etkinliğe katılmayıp, klavye kahramanlığı yapanlar yok mu!


Yapılan her eyleme mutlaka bir eksik ya da yanlış bulan ama kendisi lök! Gibi yerinden kalkmadan viskisini yudumlayıp, bir yandan da akil adam pozlarında topluma ayar vermeye kalkanlar yok mu!


Doğrusu bu tipler hiç çekilmiyor.


Hani bir söz vardır. “Gölge etme, başka ihsan istemem.”


Bunlar zaten konforlu yaşamlarında hep bir gölge yer bulmuş kendilerini korumasını bilmişlerdir.


Üç-beş kişiyle de yapılsa, milyonlar da katılsa yapılan her eylem önemli ve anlamlıdır.


Yeter ki, samimiyet olsun; hak ve özgürlükler için yapılsın.


Daha da önemlisi o yok etmek istediğiniz canlılar kadar vicdanınız olsun.


Vicdan sahibi tüm insanların doğaya ve dünyaya yapılacak en büyük suç sayılacak bu yasa teklifinin meclisten geçmemesi için verilecek mücadelenin bir yerinde yer alması gerekiyor. Haydi göreve!..


AYHAN ONGUN(Gazeteci-Yazar) 22.07.2024/BODRUM

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.