Yağmur Yağıyor, Seller Akıyor …… Camdan Bakıyor…

Yıllar boyunca görmezden gelinmiş, ötelenip geçiştirilmiş, en çok da sermayenin ve rantın insafına terk edilmiş kentin imar planında, dere yatakları, varlığının ve işlevinin farkına varılmasını bekliyor.

Köşe Yazıları Yayın: 08 Kasım 2020 - Pazar - Güncelleme: 08.11.2020 22:57:00
Editör - Ali Peltek
Okuma Süresi: 3 dk.
89 okunma
Google News

Yalnız bu bekleyiş, çok durgun olmuyor kimi zaman. Suyun doğası akmak, yüksekten alçağa yol bulmak olunca, meydana gelen taşkın hallerinde, gündeme damgasını vuruyor.

Özellikle son bir kaç yıldır, ulusal ölçekteki ana haber bültenlerinde, hatta bunun yanı sıra yurt dışı kamuoyunda öznesi Bodrum olan, sel ve taşkın görüntüleri yol açtığı zararlar ile konunun çözümüne dair çalışmaların daha da ötelenmemesi için ilgili kurumları ister istemez harekete geçirdi. Bunun en somut örneği, Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’ne hazırlattığı Bodrum Yarımadası Taşkın Risk Raporu denilebilir.


Taslağına göz atma fırsatımın olduğu rapor, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi tarafından basılıp, MUSKİ’ye teslim edildi geçtiğimiz günlerde. Raporun içeriği ve buna bağlı olarak sorunu gidermek adına izlenilecek yol haritasının kamuoyu ve basınla paylaşılması bekleniyor yakın zamanda.
“Dere yatakları neden bu kadar savunmasız ranta dayalı imar karşısında” diye düşündürecek örnekler zihnimde peşi peşine sıralanıyor.
Bodrum İlçe Emniyet binası, hemen yanı başında Deniz Ticaret Odası…


Bunların yapımı yıllar öncesine dayanırken, yakın zamanda inşası tamamlanıp hizmete giren Bodrum Ticaret Odası’nın yeni hizmet binası geliyor aklıma. İnceleyince dere yataklarının işgali ve bu mahalde meydana gelebilecek taşkınlarda yasal sorumluluklar ve cezaları tanımlayan mevzuatı düşünüyorum.
Yağmur yağınca camdan bakanların, kanuni sorumlulukları ve neticeleri neler diye? Merak ediyorum…
Türk Ceza Kanuna bakıyorum, ilgili Başbakanlık genelgelerine bakıyorum, sonra bir iç çekiyorum.. Sonrasında kelimeler bitiyor…


Mal kaybı neyse, can kaybı olmasa bari diyorum.. Aklıma Mumcular geliyor…
Arkadaşlarımdan Mumcular’da yaşanılan sel felaketinde can kaybının yaşandığı noktaya götürmesini rica ettim. Bodrum’un tüm menkul değerleri paraya çevrilse, bu para ile kimi değerlerin tekrar kazanılamayacağını hissettim.
 
Ölen iki kardeşimizden biri kızımızın köprü korkuluklarına asili eşarbı aklıma geldi, aynen duran köprü ve dere yatağı hüzünlendirdi beni…
Bir şeyler yapılmalı değil miydi, iki can boşuna mı gitti.. Kimse ilgilenmedi mi, ilgilenmeyecek mi?
Eskilerin sözüyle, “kabahat samur kürk olsa, kimse sırtına almazmış”.

Ali Peltek
8 Kasım 2020

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.