Yiyin Efendiler Yiyin!
Bu sofracık, efendiler-ki bekler yutulmayı Huzurunuzda titriyor, şu ulusun hayatıdır. Ulusun ki acılı, ulusun ki eşiğinde ölümün Ama sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır Yiyin efendiler yiyin,
“Bu sofracık, efendiler-ki bekler yutulmayı
Huzurunuzda titriyor, şu ulusun hayatıdır
Ulusun ki acılı, ulusun ki eşiğinde ölümün
Ama sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır
Yiyin efendiler yiyin, bu doyumsuz sofra sizin
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin.”
AKP iktidarı doğal ve yeşil alanları bir bir yok etmeye devam ederken bu kez de Resmi Gazete’de cumhurbaşkanı imzasıyla birlikte kömür, hidroelektrik santralı(HES), rüzgar enerji santralı(RES) ve enerji hatları için 14 ilde acele kamulaştırma yapıldı.
Bu alanların arasında Akbelen ormanının çevresindeki tarım arazileri de yer aldı. Acele kamulaştırma İkizköy’de 122, Çamköy’de 64 ve Karacahisar’da 4 olmak üzere 190 parselde yapıldı. Belirlenen alanlar, tarım arazisi olmasının yanı sıra yasalarla birlikte koruma altında olan zeytin ağaçları ve yıllardır ormanı korumak için nöbet tutarak direnen köylülerin evleri de bulunuyor.
Bu uygulama, Muğla’yı ve Bodrum’u koruyacaklarını iddia eden Büyükşehir adayı Aydın Ayaydın ve Bodrum belediye başkan adayı Mehmet Tosun’un içinde yer aldığı AK Parti’ye ait. Hani Kıyılarımızı, koylarımızı, ormanlarımızı koruyacaklardı?
“Efendiler pek açsınız besbelli yüzünüzden
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı, kim bilir?
Şu doyumsuz sofra, bakın gelişinizle övünçlü
Hakkıdır kutsal savaşınızın, evet o hak da elde bir..
Yiyin, efendiler yiyin; bu iç şenliği sofra sizin
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin”
Dedik ya, sermayenin partisi olmaz!
Sermaye işini şansa da bırakmaz.
Seçilme şansı olan tüm partilerin içerisine kendi adamlarını yerleştirir, sonra da kim kazanırsa kazansın asıl kazanan sermaye olur.
Ormanımızı yakarlar, zeytinlerimizi sökerler, kıyılarımızı yağmalar, arazilerimize çökerler.
Seçim kampanyalarında tanıtım ve reklam için harcanan paraları görüyorsunuz.
Siyasetin finansmanını da onlar sağlar, istediklerini de başkan yaparlar.
Yani demem o ki, parayı veren emir de verir.
CHP’nin her fırsatta 5 li çete diye sözüm ona mücadele ettiği sermaye gruplarının Bodrum ve çevresinde yaptığı usulsüz kamulaştırmalar, adrese teslim ihaleler, yasal olmayan özelleştirme uygulamalarına karşı kendi belediyelerinin ne kadar direndiğini hep birlikte yaşayarak gördük.
Yakın zamanda 5 li çete üyelerinden kalyon İnşaatın damadı Hüseyin Şeherli’ye ait Bodrum’un Kızılağaç Mahallesindeki zeytinlik alan imara açıldı. Bodrum Belediyesinin de olumlu görüş bildirdiği, Bodrum’dan kalkan günlük tur teknelerinin de uğrak yeri olan alan, inşaata ve ranta kurban edilecek.
Sonra da bizi göstermelik bir seçimle tercih yapmaya zorluyorlar.
“Bütün yollar Roma’ya çıkar.” Misali biz biliyoruz ki, bütün seçim sonuçları sermayeye yarar.
Cumhur ittifakı adayları Bodrum’a stat yapacaklarını söylüyorlar.
Akbelen’de yaşayan köylüleri evlerinden çıkarın, topraklarına el koyun, zeytin ağaçlarını yok edin, sonra da Bodrum’a liman, Bodrumspor’a stat yapılacakmış.
Tevfik Fikret yaşıyor olsaydı öyle sanıyorum çok daha ağır şeyler söylerdi.
“Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını
Varlığını, hayatını, umudunu, hayalini
Tüm olanca rahatını, olanca gönül balını
Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini
Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak
Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak
Bugün ki mideler sağlam, bugün ki çorbalar sıcak
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak..
Yıyin, efendiler yiyin, bu cümbüşlü sofra sizin;
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin!”
Ceyhun Atıf Kansu’nun sadeleştirerek yeniden yazdığı Tevfik Fikret’in şiirinde anlatmaya çalıştığı gibi bu efendiler belli ki, doymayacaklar.
Eskiden masada artanları etrafa dağıtırlardı.
Şimdi masada yiyecek bir şey de kalmadı, bizim soframıza göz diktiler.