Muğla Akıllanacak Mı?
2019 Yılının 19 Şubat’ında Doçent Dr. Ceyhun Özçelik’le yaptığım ilk röportajla, Bodrum’un nasıl akıllı bir kent haline dönüşebileceğini sormuştuk. Üzerinden tam bir yıl geçti. Bugünde yaptığım röportajla ne kadar yol aldığımızı konuşacağız.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı aynı zamanda CBS & UZAL (Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama, Uygulama ve Araştırma Merkezi) Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ceyhun Özçelik’e bugün “Bodrum Akıllı Olmalı” başlığından sonra “Muğla Akıllanacak Mı” diye soruyoruz.
Hocam, akıllı şehirleri tanımlasak hangi kelimelerle ifade edersiniz?
– Akıllı şehirleri çok kısa bir şekilde; her türlü şehircilik faaliyetlerinin dijital ortamda halkın kullanımını ve yaşamını kolaylaştıracak şekilde organize edilecek dijital bilgi sistemleri olarak değerlendirebiliriz. Tabi bunlar sadece altyapı hizmetleri, ulaşım, sosyal faaliyetler ve turizmle sınırlı kalmayıp, bununa beraber alışveriş , konaklama ve halkın günlük yaşamda karşılaşacağı her türlü sorunu çözebilecek bir altyapı diyebiliriz.
Akıllı şehir inşa edilirken nasıl bir altyapı anlayışı gerekiyor?
– Akıllı şehirlerin altyapısının inşa edilebilmesi için, ilk önce dijital bir altlığın olması lazım. Tabi bundan daha önce de, şehrimizin altyapısının buna izin vermesi lazım. Ama bizde genelde toptancı bakış açısı oluyor. Yani; ilk önce altyapıyı bir bitirelim, sonra bir dijital altyapı yapalım, diye… Tabi bu yaklaşım doğru bir yaklaşım değil. Çünkü şehirler yaşayan ve büyüyen yapılardır. Aynı bu şekilde dijital altyapı da; yaşayan ve büyüyen bir altyapıdır. İkisi beraber şehrin vizyonuna ve büyüme altyapısına göre bir şekilde birbirine paralel olarak kendini büyütecek, kendi kendini inşa edebilecek şekilde ele alınması gerekiyor.
Peki, buna mukabil şöyle soralım o zaman; Muğla’nın altyapısı akıllı şehir inşasına uygun mu?
– Şöyle söyleyeyim, dediğim gibi ilk önce bizim altyapımızın yani şehirsel altyapımızın uygun hale gelmesi lazım. Yani; yollar, kanalizasyon sistemleri, yağmur suyu drenaj hatları, içme suyu getirme sistemleri, binalar, imar durumları, parseller, bunun üzerindeki ulaşım altyapıları, geçiş hatlarından tutun da, otobüs durakları, park alanları, afet halinde toplanma alanları, mesire alanlarına kadar bütün bu altyapının biliniyor ya da planlanıyor olması lazım. Bir plan bütünlüğünde olduğu zamanlarda buna paralele olarak da aynı bu şehirsel altyapıda olduğu gibi dijital altyapıda da bir omurganın oluşturulması lazım. Bu omurga oluşturulduğunda, şehir büyüdüğü zamanda dijital yapının da otomatik olarak büyümesi lazım. Bunu şöyle izah edebiliriz; şehrin ve altyapının kendi kendine yenilenebilmesi olarak düşünebiliriz. Şehrin altyapısını tamamlamadan inşa ettiğiniz şey, akıllı şehirlerin inşa edilememesine, kadük olmasına ya da farklı unsurların birbirleriyle iletişememesine olanak sağlayacaktır.
Son zamanlarda Bodrum Belediyesi ve Muğla Büyükşehir Belediyesinin açıkladığı Aklılı Şehir planları hakkında ne düşünüyorsunuz?
– Sizinle geçen yıl yaptığımız röportajda da gündeme geldiği gibi, akıllı şehirler yeni yeni oluşmaya başlıyor. Herkes bu işin içerisinde yer almak ve öncü olmak arayışı içerisinde. Ben, her türlü çabayı takdire değer görüyorum. Şehirlerin yavaş yavaş bu altyapıyı oluşturmaya çalışmaları, bu şekilde yol katedilmesi uygundur ve umut verici bir yaklaşımdır. Ancak şunu söyleyeyim, sadece parça parça uygulamalar yapmak ve bu uygulamaları bir şekilde birleştirmek ve bunun sonucunda bir akıllı şehir meydana gelmesini ummak son derece iyimser bir yaklaşım olur. Bizim tümevarım yaklaşımdan daha çok tümdengelim , yani akıllı şehirlerin içinde hangi unsurların olması gerektiğini bilip, ana omurgayı oluşturup daha sonra tali unsurları yavaş yavaş şehrin büyümesine paralel olarak , kendi yatırım planlarımıza bağlı olarak şehrin büyümesi , mümkünse halkın bizzat bu işin içerisinde yer alabilmesini sağlayacak sistemlerin geliştiriliyor olması lazım. Aksi halde sadece birbirinden kopuk, parça parça , özel sektöre havale edilmiş çeşitli bilgisayar uygulamalarından öteye geçmez.
Son zamanlarda tüm şehirler buna benzer projeler geliştiriyor. Sizinle geçen yıl yaptığımız haberin ertesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım da seçim manifestosunda İstanbul’un akıllı olacağı işlenmişti. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
– Dediğim gibi, akılı şehirlerin inşa edilmesi kavramsal olarak, ülke vizyonuna uygun olacağını düşünüyorum. Çünkü, gelecek yüzyıllarda söz sahibi olabilmek, dijital altyapıların oluşturulabilmesine bağlıdır. Ama şu anda ülkemizde akıllı şehir denildiği zaman , sistemden veri toplayıp , işte data veriler alıp bir yerde toplayalım şeklinde. Önemli olan veri toplamak , sürekli veri toplamak değil , o verilerden bilgi çıkarabilmemizdir. Nasıl olacak bu? Alansal ve zamansal bilgi geliştireceğimiz sistemlerle mümkün olacak. Yoksa o topladığımız veriler, eski veriler olacak. Mekanizma şu şekilde inşa edilmeli. Akıllı şehrin bir omurgası olur. Akıllı şehirlerin de birbirleriyle iletişimi olması gerekiyor. Çevre ve şehircilik bakanlığı tarafından koordine edilmeli, bu çok önemli. Yoksa; bir akıllı şehir, diğer akıllı şehirle iletişim sağlayamazsa ya da birbirini besleyemezse, Türkiye genelinde Akılsız Türkiye ve akılsız şehirler bütünlüğüne erişmiş olacağız. Bu da şuna sebebiyet verir; şehirlerin birbiriyle iletişememesi ve gelecekte akıllı şehirlerden elde etmeye çalıştığımız beklentinin hiç birini erişemememize sebebiyet verecektir.
Sizce dijital şehrin gerçekleşebilme yüzdesi nedir, bu bilgiler ışığında ?
– Şöyle söyleyeyim; ilk önce bu şehircilik altyapılarının bir an evvel tamamlanması lazım ülkemizde.
Biraz açar mısınız bu konuyu?
– Örneğin Muğla genelinde söylüyorum, yolarımız sıkıntılı, altyapımız sıkıntılı, dere yataklarımızda sorunlar var, kanalizasyon ve yağmur suyu sistemlerimiz , efendim , su getirme sistemlerimiz maalesef inşa sırasındayken kopukluklar var. Kanalizasyon sistemini yapıyoruz, yarın öbür gün yağmur suyu sistemi için yolu tekrar kazıyoruz. Onu kazdıktan sonra içme suyu hatları için tekrar kazma işlemi uygulanacak. Bunun üzerine yollarımızı inşa edeceğiz. Bunlar parça parça ve birbirinden kopuk süreçler. Tüm bu işlemelerin tamamlanmış olması gerekiyor. Yolun altında kaç metre borun var, hangi borunun nerede menfezi var, nerede maslağın, nerede vantuzun var , tüm bunları bilemezseniz, akıllı şehrinizi entegre edemezsiniz. Akıllı şehir şu demek; eğer bir boru üzerinde sıkıntınız varsa, o borunun kim tarafından, hangi yıl inşa edildiği, kaç kere tamir edildiği , talep olmadan arz odaklı , yani o borunun orada eskiyeceği hakkında sistemin size bilgi vermesi, vatandaşın da otomatik olarak çeşitli ayrıcalık seviyelerinde buradan alansal bilgi anlamında beslenebilmesi demektir. Tüm bunlara ilaveten, gelecek yüzyıl kesinlikle akıllı şehirler üzerine inşa edilecektir. Bunun kaçarı yok. Ülkemiz bu alanda ne kadar ön planda olabilirse, biz o kadar çok gelişmiş ülkeler seviyesini yakalayabiliriz. Müreffeh ülkeler seviyesine erişebilmemiz için bu konuda öncü olmamız gerekiyor. Ama bunu ne derece sağlarız, bunlar yöneticilerimizin vizyonuna bağlı olarak sadece yerel yöneticilerimizin değil, ülke genelinde bakanlığımızla bir sistematiği geliştirerek akıllı şehirler bütünü inşa etmekle akıllı Türkiye’ye doğru yol alarak ancak başarılı olabiliriz. Ben buna erişebileceğimize inanıyorum