MUSKİ'nin Cini Denizden Çıktı

Türkiye'nin gözde turizm merkezlerinden biri olan Bodrum, yaz aylarında artan nüfusuyla birlikte su kaynakları üzerinde ciddi bir baskı hissediyor.

Köşe Yazıları Yayın: 22 Ağustos 2025 - Cuma - Güncelleme: 22.08.2025 11:23:00
Editör -
Okuma Süresi: 4 dk.
177 okunma
Google News

Türkiye'nin gözde turizm merkezlerinden biri olan Bodrum, yaz aylarında artan nüfusuyla birlikte su kaynakları üzerinde ciddi bir baskı hissediyor.


Bodrum merkezli olarak Muğla'da, Denizden Su Arıtma Lobisinin varlığı, yadsınamaz bir şekilde ortaya çıktı. Psikilojik eşik aşılıp, su kesintilerinden bunalan kamuoyu, çeşmeden su aksın da, kaynağı ne olursa olsun kıvamına getirildi. Sudaki kayıp - kaçak oranı, işletim süreci gibi faktörlerin yok sayıldığı bir döneme gelindi. MUSKİ'nin cini lambadan çıkıp, ölene kadar sağma garantili, ülkenin en pahalı suyunu tedarik etmenin yolu açıldı. 
 Uzun süredir, deniz suyunun arıtılarak tatlı suya dönüştürülmesi fikri gündemde.  Ancak bilimsel veriler, deniz suyunu arıtma (desalinasyon) süreci, ilk bakışta cazip gelse de, beraberinde birçok önemli sorunu ve çevresel risk getirdiğini söylüyor.


Yüksek Maliyet ve Enerji Tüketimi
Deniz suyunu arıtmanın en büyük sakıncalarından biri, yüksek maliyetli ve enerji yoğun bir süreç olmasıdır. Ters ozmoz gibi modern desalinasyon teknolojileri, suyu tuzdan ayırmak için büyük miktarda elektrik enerjisi gerektirir. Bu durum, hem işletme maliyetlerini artırır hem de Bodrum gibi bir bölgede elektrik şebekesi üzerinde ek yük oluşturur. Elektrik üretiminde fosil yakıtların kullanılması, dolaylı olarak karbon ayak izinin artmasına ve iklim değişikliğine katkıda bulunur.


Çevresel Etkiler
Deniz suyunu arıtma tesisleri, çevresel açıdan önemli riskler taşıyor.
Tuzlu Atık Su (Brine) Deşarjı: Desalinasyon sürecinin ana yan ürünü, yüksek konsantrasyonda tuz içeren atık sudur (brine). Bu tuzlu su, tekrar denize deşarj edildiğinde, deniz ekosistemine zarar verir. Tuzluluk oranının artması, deniz canlılarının yaşam alanlarını bozar, mercan resifleri ve diğer hassas ekosistemler için tehdit oluşturur.


Kimyasal Kirlilik: Arıtma sürecinde kullanılan kimyasallar (klor gibi), atık suyla birlikte denize karışarak deniz yaşamını olumsuz etkileyebilir. Bu kimyasallar, denizdeki biyolojik çeşitliliği azaltabilir ve besin zincirinde birikerek daha büyük canlılara zarar verebilir.


Deniz Canlılarına Zarar

Tesislerin su emiş boruları, balık larvalarını, yumurtalarını ve diğer mikroorganizmaları içine çekerek denizdeki biyolojik çeşitliliğe zarar verebilir.


Altyapı ve Sürdürülebilirlik Sorunları
Bodrum'da bu ölçekte bir arıtma tesisi kurmak, mevcut altyapı üzerinde de baskı oluşturur. Tesisin inşası, su dağıtım şebekesinin yenilenmesi ve bakım giderleri gibi ek maliyetler doğurur. Ayrıca, bu tür bir çözüm, su kaynakları yönetiminde sürdürülebilir bir yaklaşım olmaktan uzaktır. Geleneksel su kaynaklarının (barajlar, yeraltı suları) verimli kullanılması, kaçakların önlenmesi ve yağmur suyu hasadı gibi daha sürdürülebilir yöntemler varken, yüksek maliyetli ve çevresel riskleri olan bir çözüme yönelmek, uzun vadede bölgenin su güvenliğini tehlikeye atabilir.
Bodrum'da deniz suyunu arıtma fikri, su kıtlığı sorununa hızlı bir çözüm gibi görünebilir. Ancak, bu süreç; yüksek maliyetler, çevresel zararlar ve enerji tüketimi gibi ciddi sakıncaları beraberinde getirir. Su sorununun kalıcı çözümü, deniz suyunun arıtılmasına bel bağlamak yerine, mevcut su kaynaklarını daha verimli kullanmak, su tasarrufu bilincini artırmak ve sürdürülebilir su yönetimi politikaları geliştirmekten geçer. Bu, Bodrum'un eşsiz doğal güzelliklerini korurken, gelecek nesiller için de yaşanabilir bir çevre bırakmanın en doğru yoludur.


Bir gün Turgutreis, bir gün Ekinambarı, Dalaman, Yüzer Arıtma falan derken, yüksek maliyetli, sağma garantili su temini projesi, kamuoyuna tanıtıldı. 


" Bu pilav çok su kaldırır ! " diyerek, önümüzdeki yazılarda konu ile ilgili uzmanlardan görüş alarak, sizlerle paylaşacağım...

Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.