Mandalinci’nin Son Çıkışı: İktidar Güzellemesi mi, Hakkın Teslimi mi?
Bodrum siyaseti, son günlerde Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Belediye Başkanı Tamer Mandalinci'nin "Ayakları yere basan projelerim, bakanlar tarafından olumlu karşılanıyor"

Bodrum siyaseti, son günlerde Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Belediye Başkanı Tamer Mandalinci'nin "Ayakları yere basan projelerim, bakanlar tarafından olumlu karşılanıyor" minvalindeki açıklamalarıyla alevlendi. İktidarın karşısındaki bir muhalefet partisinin yerel başkanından gelen bu söylem, herkesin aklına tek bir soruyu getirdi: Bu, hizmet için mecburi bir “iktidar güzellemesi” mi, yoksa projenin kusursuzluğunun getirdiği “hakkın adrese teslimi” mi?
Başkan Mandalinci’nin bakanlık nezdinde olumlu karşılık bulduğunu belirttiği projelerin başında, Bodrum merkezindeki tarihi Aya Nikola Kilisesi’nin rekonstrüksiyon ve müzeleştirme projesi geliyor. Bu projenin hem mimari hem de siyasi açıdan taşıdığı çift anlamlı yük, tartışmaların odağı oldu.
Proje, kilisenin yalnızca özgün duvarlarının korunduğu, ancak üst yapının modern çelik, cam ve metal konstrüksiyonla tamamlanacağı yenilikçi bir anlayışı temsil ediyor. Özellikle dikkat çeken ve spekülasyonları artıran nokta ise: Bu projenin, yapının orijinal bir unsuru olan Çan Kulesi'ni içermemesi.
Mandalinci, bu durumu “Biz orada kilise (ibadethane) yapmıyoruz, müze/kültür merkezi yapıyoruz” diye açıklıyor.
Başkana göre, sunulan proje mimari ve teknik açıdan o kadar sağlamdır ki, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın (iktidar partisine ait) bunu onaylamaktan başka çaresi yoktur. Bu, siyaset üstü bir proje kalitesinin zaferidir. Ayağı yere basan projesi, bu olsa gerek. Aya Nikola Kilisesinin rekonstrüksiyon projesi ile ilgili görüşümü, daha önceki yazımda ele almıştım.
Muhalefet kanadında ise bu durum, iktidarın onayına mecbur kalmak ve proje karşılığında siyasi taviz vermek olarak algılanıyor. Projenin müzeleştirme kararı ve Çan Kulesi'nin yapılmaması, "iktidarın hassasiyetlerine uyum sağlama çabası" olarak yorumlanarak, CHP’nin ulusal muhalefet duruşunu zayıflatabileceği endişesi yaratıyor.
İktidarın Hedefindeki Muhalefet ve Yerel Pragmatizm
Bodrum, ülkenin en büyük rant ve altyapı sorunlarının yaşandığı, bu nedenle merkezi hükümetin onay ve desteğinin hayati önem taşıdığı bir merkezdir. Mandalinci’nin açıklamaları, bir muhalefet belediye başkanının siyasi risk alarak hizmeti önceliklendirmesinin bir örneğidir.
Ancak bu pragmatizm, iki ucu keskin bir kılıçtır:
Eğer bu yaklaşımla yıllardır çözülemeyen altyapı, imar ve çevre sorunları çözülürse, Mandalinci siyasi partisi fark etmeksizin hizmet odaklı lider olarak halkın takdirini kazanır. Bodrum halkı, partiler üstü bir yaklaşımla, siyasetin dili yerine betonun diliyle (altyapı, yol) konuşulmasını beklemektedir.
Bu söylemler, Mandalinci’yi CHP'nin mevcut keskin muhalefet çizgisi ile ters düşürebilir. Parti tabanının bir kısmı, bu durumu "iktidarla yumuşama" ya da "boyun eğme" olarak algılayarak, ulusal siyasetteki mücadeleye gölge düşürdüğünü düşünebilir. Bakanlar veya Bakanlıklar arasında diyalog kurulmasına önayak olduğu iddia edilen ve ''Değerli Büyüğüm '' diye bahsedilen siyasetçilerin varlığının, Bodrum siyaseti üzerindeki yadsınamaz etkisini de göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum.
Sonuç olarak, Mandalinci, yerel yönetimdeki pragmatik çözüm arayışı ile ulusal siyasetteki ideolojik duruş arasındaki ince bir ipin üzerinde yürüyor. Aya Nikola projesi, bu dengeyi kurup kuramayacağının en önemli göstergesi haline geldi. Bodrum'un geleceği, bu projelerin nasıl yapıldığı kadar, kimin onayıyla yapıldığına dair algının nasıl yönetileceğine bağlı olacaktır. Başarısı, sadece kente getirdiği hizmetle değil, aynı zamanda muhalif kimliğini ne ölçüde koruyabildiğiyle ölçülecektir.










