Şimdi de Arsenikli Su Problemi
Labranda... Binlerce yıldır akan, adı efsanelerle anılan kutsal bir kaynaktan beslenen, berrak ve doğal suyuyla ün salmış bir marka. Ancak son zamanlarda bu berraklığın üzerinde tehlikeli bir gölge dolaşıyor: Arsenik.

Labranda... Binlerce yıldır akan, adı efsanelerle anılan kutsal bir kaynaktan beslenen, berrak ve doğal suyuyla ün salmış bir marka. Ancak son zamanlarda bu berraklığın üzerinde tehlikeli bir gölge dolaşıyor: Arsenik.
Labranda su kaynaklarında arsenik tespit edildiğine dair haberler, hepimizin aklına ciddi soruları getiriyor. Bu soruların yanıtları, ne yazık ki, anlık bir çözümden çok, uzun soluklu bir taahhüdü işaret ediyor.
Arsenik: Kaynak Suyunun Doğal Ancak Tehlikeli Misafiri
Öncelikle şu gerçeği netleştirelim: Arsenik, doğal bir elementtir ve belirli kayaç ve toprak yapısına sahip bölgelerde kaynak suyunda bulunabilir. Yağışlar ve yeraltı su akışı, bu kayalardaki arseniği çözerek suyumuza karıştırır. Dolayısıyla, Labranda gibi binlerce yıllık bir kaynaktan bahsediyorsak, arseniğin varlığı jeolojik sebeplerden kaynaklanıyor olabilir.
Jeolojik yapının değişmesi, binlerce yıllık bir süreç olduğu için , ''Arsenik'' konsantrasyonundaki anlık değişimi açıklamada yetersiz kalabilir. Altı çizildiği gibi, insan kaynaklı faaliyetler (madencilik, endüstriyel atıklar, arsenikli pestisit ve gübre kullanımı) de su kaynaklarının arsenikle kirlenmesine neden olabilir.
Sanırım en kritik sorulardan biri şuydu : "Binlerce yıldır akan kaynakta arsenik ilk kez mi görülüyor, son kez mi görülecek?"
Doçent Doktor Ceyhun Özçelik'e yönelttiğim bu soruya verdiği cevap; '' büyük ihtimalle hayır ! " oldu.
Ceyhun Hoca'dan edindiğim bilgiler şöyleydi ;
" Kaynağın bulunduğu bölgede, jeolojik yapı ile su etkileşim mekanizmasının doğal süreçlerle değişmesi, ancak yer kabuğunun (volkanizma, sismik faaliyetler vb) hareketiyle veya erezyon, taşınım vb yüzey örtüsündeki uzun yıllar alan değişimlerle mümkündür. Bu nedenle, Arsenik miktarındaki anlık değişimlerin,
insan kaynaklı olarak madencilik, endüstri, tarım vb. faaliyetlerle oluşan atık veya kirleticilerin yağış, akış, sızma vb hidrolojik süreçlerle yeraltı suyuna oradan da kaynak suyuna karışmasıyla mümkün olabileceği görülmektedir. Yine insan kaynaklı olarak tesis içinde münferit bir kirletici bulunması ihtimali, üretim kapasitesi ve numune alma sıklığı göz önüne alındığında oldukça düşüktür. Onlarca yıldır üretim yapan ve sürekli olarak denetimlerin gerçekleştirildiği bir tesiste böyle bir durum kabul edilemez.
Özetle, Labranda suyunda, insan kaynaklı değişen çevresel etkilerin, arsenik miktarındaki anlık artışlara yol açıyor olması kuvvetle muhtemeldir. Değişen çevresel etkilerin kalıcılık derecesi de, arsenik kirliliğine ilişkin "İlk mi ?Son mu ?" sorusunun cevabını verecektir. Mevcut durum ve aylar öncesinden Labranda suyunun kaynağına ilişkin yapılmış resmi çevresel değerlendirmeler, cevabın "Ne ilk ! Ne de son !" olacağına işaret etmektedir..
İçme suyu için Dünya Sağlık Örgütü'nün öngördüğü üst sınırı, litre başına 10 mikrogram'dır. Bu eşiğin üzerinde ve uzun süreli Arsenik'e maruz kalmak, başta kanser olmak üzere, kalp-damar hastalıkları, cilt vedoku bozuklukları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Labranda Suyunda sağlık için tehdit olabilecek bir sınırın denetimi, ancak Arsenik'in geldiği kaynağın bilinmesiyle mümkündür. Arsenik hangi kaynaktan geliyor ? Anahtar Soru Bu! "
Muğla'nın su ile imtihanında şimdi de, arsenik problemi baş gösterdi. Yaşam kaynağı olan su ile ilgili, doğaya, akla, ilime ve gerçeklige uygun bir yol haritası şart. Umarım, kamuoyunu rahatlatacak adımlar, ivedilikle atılır.










