Yasaklar Yağmur Gibi ! (Kuvayi Milliye Destanını Da Yasakladılar)
Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklarla Mücadele diyerek başlayan AKP iktidarı yolsuzlukta sınır tanımadı. Yoksulluk neredeyse vatandaşın kaderi haline geldi.
Ayhan ONGUN
ayhanongun@gmail.com -Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasaklarla Mücadele diyerek başlayan AKP iktidarı yolsuzlukta sınır tanımadı. Yoksulluk neredeyse vatandaşın kaderi haline geldi.
En önemlisi de bizleri korkularımızla da yönetemeyeceklerini anlayınca yasaklara yöneldiler.
Okumak yasak, konuşmak yasak, yazmak yasaktan da öte suç sayılmaya başlandı.
Peki tüm bunlar ne için?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaşadığı sürece başkan kalabilmesini sağlamak için!
Kayyumlar elbette önemli, eğitim sistemindeki çürümüşlük elbette önemli.
Sağlık sisteminde, özel hastane patronlarını daha zengin etmek için yapılan haksız uygulamalar, hasta haklarında yapılan kısıtlamalar, sağlık çalışanlarına uygulanan baskılar elbette ülkemiz adına hepsi birer yüz karası.
Ancak tüm bu haksız, adaletsiz uygulamaların, baskıların, öldürülen çocukların, şiddete uğrayan, taciz edilen kadınların , kapatılmak istenen belediye kreşlerinin ardında toplumsal muhalefeti susturmak ve Erdoğan’ı yeniden Cumhurbaşkanı seçtirme niyet ve hedefi yatıyor.
“Ateşi ve ihaneti gördük /Ve kanlı bankerler pazarında
Memleketi Alaman’a satanlar /Yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar
Düştüler can kaygusuna
Ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından
Karanlığa karışarak basıp gittiler
Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet/ En azılı düvellerle dövüşüyordu
Fakat, dövüşüyordu köle olmamak için
İki kat, iki kat…”
Çayırhan’da maden işçileri yeraltında direniyorlar.
Aile Hekimleri mesleki ve özlük hakları için 5 gün iş bırakma eylemindeler.
Bir ayı aşkın zamandır cezaevinde tutulan Esenyurt Belediye başkanı Profesör Ahmet Özer’İn henüz iddianamesi bile hazırlanmadı.
Mardin, Batman, Halfeti’nin ardında Tunceli, Ovacık ve Van-Bahçesaray belediyelerine kayyum ataması yapıldı.
Anayasa Mahkemesi ve hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesin kararlarına rağmen Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Can Atalay uzun zamandır cezaevlerinde rehin tutuluyor.
Buna karşın Cumhur ittifakının ortağı Devlet Bahçeli daha düne kadar terörist başı dediği, idamını istediği Abdullah Öcalan’ı meclise davet ediyor.
Anayasa Mahkemesi üyelerini terörle ilişkilendirmeye kadar ileri giden, DEM partisinin kapatılmasını, hazine yardımının kesilmesini ve hatta milletvekillerinin maaşlarının ödenmemesini isteyen Bahçeli bu projenin bir parçası olarak terör örgütüne de çağrı yapıyor. Siyasi alanda bu çelişik gelişmeler yaşanırken bu projenin önünde engel gördükleri her şeyi, herkesi baskılamaya, yasaklamaya çalışıyorlar.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin en başarılı teğmenlerini “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” dedikleri için ihraç etmeye çalışan iktidar hızını alamadı, ulusal kurtuluş mücadelesinde kahramanlıklarıyla öne çıkanları anlatan büyük ozan Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanını da yasakladılar.
Onlar ki toprakta karınca, suda balık
Havada kuş kadar çokturlar,
Korkak, cesur, cahil, hakim ve çocukturlar
Ve kahreden, yaratan ki onlardır,
Destanımızda yalnız onların maceraları vardır.
Bu arada Kültür ve Turizm Bakanlığından bir yasak açıklaması düştü sosyal medya hesaplarına. “Haberlere konu olan eser Kuvayi Milliye değil, Kuvayi Milliye Destanı şiirini çizgilerle anlatan çizgi roman versiyonudur.”
Bu açıklama sizleri ne kadar tatmin etti bilemem ama eğitim müfredatından felsefe derslerini çıkaran, matematik derslerini seçmeli, din kültürü derslerini zorunlu tutan bir zihniyetin tek adam projesini gerçekleştirmek için uygulamayacağı yasak yoktur.
Biz yine de Kuvayi Milliye Destanında bir bölümle bitirelim yazımızı.
“Ali Onbaşı bir şimşek hızıyla düşündü ve şu türküyü duydu
Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim.
AYHAN ONGUN(Gazeteci-Yazar) 2 Aralık 2024/BODRUM