19 Nisan 2021 - Pazartesi

Damdan Düşen Bir Kurbağa…

Gözükara bir zümre türedi. Parkta oynayan çocuğun elindeki elma şekerini bile gasp edecek gözükaralıktalar hem de. Güce tapan yaradılışları, rüzgar gülü nispetinde pozisyon alma maharetleri, bukalemunları donduran ortam benzeşleri, izleyenlerin dimağını ç

Yazar - Ali PELTEK
Okuma Süresi: 4 dk.
83 okunma
Ali PELTEK

Ali PELTEK

alipeltek@hotmail.com -
Google News

Gözükara bir zümre türedi.

Parkta oynayan çocuğun elindeki elma şekerini bile gasp edecek gözükaralıktalar hem de. Güce tapan yaradılışları, rüzgar gülü nispetinde pozisyon alma maharetleri, bukalemunları donduran ortam benzeşleri, izleyenlerin dimağını çatlatıyor.

Her yerdeler: aklınıza gelebilecek en kutsi makam, mevki, meslek, pozisyon..

Yaşar Kemal’in ‘Memed’i çıksa yüksek dağlara, filintayı eline alır mıydı, almaz mıydı, bilinmez. Binlerce ananın bir araya gelse kundağa belemekten aciz kalacağı bunlar, ‘ ‘korkak ama belalı’ ‘ yaradılışları ile yanı başımızdalar..

Ürüyorlar.. Cinsi münasebete mahal kalmaksızın: dokunuşları, vaatleri, göz kırpışları ile çok oluyor, çoğalıyorlar.

En çok güven duyulması gereken kurum ve kuruluşlarda bile yalnız, şaşkın ve umarsız hissediyoruz bunların ördüğü , örümcekleri kıskandıracak ağları gördükçe. Haklı olanın bile ürktüğü arsızlıkları karşısında, hakkın adrese teslimi hususunda, zihnimize çivi gibi çakılmış şüphelerle bakıyoruz olaylara. Ama sadece bakıyoruz. Bilinmesini istediklerinden fazlası yansımıyor kamuoyuna zira..

Geceden sabaha mı oldu bu durumlar, sahi.. Hepimiz suçluyuz, hepimiz ortağız kem niyetli olanların zaferinin inşasında, sessiz kalan tanıklar, çağdaşlar olarak! diyesim geliyor.

Suçu ve suçluyu övmek durumunda kalıyoruz, göz kamaştırıcı arsızlıklarını alkışlarken. Tamahları icabı göz koydukları şeylere uzanmak adına sarf ettikleri gayretlerinin uhrevi kılıflarını bize hazırlatırlarken.

Vicdanlara meydan okuyorlar, kavramları başkalaştıran maharetli dokunuşlarıyla. İnanç, kutsiyet, özveri, bayrak, ülke gibi aklınıza gelebilecek her türlü nezih tanımın içini, elmaya işleyen kurt gibi çürütmeye çalışıyorlar.

Şüphe ve güvensizlik tohumlarını çoktan ekmişler, toplum denilen soyut tarlaya. Dikenler baş vermeden evvel, bilmeyerek de olsa su taşımadan fidelerine, her zamankinden daha da çok feraset gerekiyor bize.

Takıntılı coşkuları, kontrolsüz heyecanları kitle psikolojisi halinde zihnimizin en ücrasına enjekte etmiş sanki bilinmez bir güç. O parti, şu dernek, bu takım.. Fanatik bakış açısıyla ele alıyoruz olayları, en büyük handikapımız bu olsa gerek.

Geleceğimizin kaliteli ve insanca olması mümkün hali, bir halı gibi ayaklarımızın altından çekilip alınmaya çalışılıyor. Dağlar denizler, kuşlar böcekler, çiçekler çocuklar kendilerini nelerin beklediğinden emin değil. Ülkeye veya dünyaya Bodrum’dan baktığımız için, biraz da olsa buradaki gözlemlerden yola çıkılarak meydana gelen bu yazıya son verirken, topluma olan borcunu: evrensel ahlaki değerlerini muhafaza ederek ödemeye çalışanların duruşunu, hakkaniyetini yürekten selamlıyorum.

Darlanan, dudaklarını kanatırca dişini sıkan, umut inşa edip de çıkışa yol arayan yok mu ? Var..

Hani biz de az değiliz amma çokluk da olamıyoruz! haleti ruhuyesini yaşadığını hissettiren vatandaşlarla rastlaşma sıklığının artışına dikkat ediyorum bu sıralar..

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.