Bodrum'da Proje Yarışı
Yerel seçimlere yaklaştıkça siyasi partiler tüm kozlarını ortaya koymaya başladılar. Uzun yıllardır beklediği hizmeti alamayan Bodrum halkı doğal olarak hizmet odaklı bir belediye görmek istiyor.
Ayhan ONGUN
ayhanongun@gmail.com -
Yerel seçimlere yaklaştıkça siyasi partiler tüm kozlarını ortaya koymaya başladılar.
Uzun yıllardır beklediği hizmeti alamayan Bodrum halkı doğal olarak hizmet odaklı bir belediye görmek istiyor.
O yüzden de tüm adaylar yapacakları hizmetlerle ilgili projelerini kamuoyuyla paylaşmak için farklı etkinlikler yapıyor.
Kimi lüks otellerde lansman adıyla proje tanıtım toplantısı yaparken, bütçesi sınırlı adaylar da halkın arasında, pazar yerlerinde, iş yeri ziyaretlerinde projelerini anlatmaya çalışıyorlar.
Dün CHP adayı Tamer Mandalinci Ramada Hotelde yapılan bir organizasyonda bir akademisyen gibi iyi hazırlanmış bir görsel şov yaptı.
Hakkını teslim etmek gerek, gerçekten iyi hazırlanmış, gündeme ve projelere hakim bir aday havasındaydı.
Bugün akşam Cumhur ittifakı adayı Mehmet Tosun’un proje tanıtım toplantısı var, onu da izlemeye çalışacağız.
Pazar günü bağımsız aday Volkan İlgüz mütevazi bir toplantıda ama coşkulu bir şekilde yapmayı düşündüğü hizmetleri anlattı.
DEM Parti daha çok halk buluşmaları ve ev toplantılarıyla sürdürüyor seçim kampanyasını. Seçim barajını aşarak mecliste temsil edilme hakkını sağlayacak bir oy potansiyeline sahipler ancak onların da hedefi belediye başkanlığı.
TİP pek görünür olmasa da dar ama çok inançlı ve yetkin bir kadroyla sahada mücadelesini sürdürüyor.
İyi Parti yanlış adayla seçimlere girdiği için umduğunu bulamayacak gibi görünüyor ama sonuçta belli bir oy potansiyeli var.
Deva Partisi, Zafer Partisi, Saadet ve Yeniden Refah Partisi, TKP, BTP, Milli Yol Partisi ve hatta Hüda-Par’ın bile seçimlere katıldığı Bodrum’da; görünen o ki hayli renkli ve çekişmeli bir seçim yaşanacak.
18 adayın yarışacağı seçimlerde kuşkusuz tüm adaylar ve siyasi partiler kendilerini kanıtlamak ve siyasette varlığını sürdürmek adına tüm enerjisini harcıyor.
Eskiden olsa “banko CHP adayı kazanır” denebiliyordu.
İlk kez CHP kolay olanı zora soktu.
Gerek Genel merkezin gerekçe İlçe yönetiminin demokratik olmayan tavırları, aday belirlemedeki ikircimli ve tutarsız kararları yüzünden işi zora soktular.
Bodrum’un sosyolojik yapısı ve demokrafik dengeler nedeniyle her zaman en güçlü parti olmasına karşın bu seçimlerde o kadar çok insanı kırdılar, küstürdüler ki CHP için hiç kimse kesin seçimi alır gözüyle bakamıyor.
Tüm olumsuzluklara karşın daha şanslı olmasına rağmen CHP’nin son hafta hata yapmaması çok önemli.
Unutmamak gerekiyor ki, karşısındaki rakip hem belediyecilik deneyimi hem siyasi birikimi olan, iktidarın devletin tüm olanaklarını kullanımına verdiği Mehmet Tosun gibi tek başına bir siyasi parti gibi ilgi ve destek gören biri.
Üstelik de geçmiş dönem belediye hizmetlerinden memnuniyetsizliğini her fırsatta dile getiren ve adaylaşma sürecindeki uygulamalara tepkili geniş bir kesim var.
Belediye Başkan adaylarından birkaçı dışında büyük çoğunluğu kampanya sürecine aktif katılım sağlamıyor.
Öte yandan Cumhur ittifakı adayı Mehmet Tosun Bodrum ittifakı adayıyım diyerek AKP karşıtlarının özel yaşama müdahale endişelerini gidermeye çalışıyor.
Giderek bir görüntü ve çevre kirliliğine dönüşen tanıtım ve reklam çalışmalarına çok büyük paralar harcandığı görülüyor.
Bence asıl sorgulanması gereken konulardan biri de siyasetin finansmanı!
Adayların ve hatta siyasi partilerin bütçesiyle yapılamayacak denli pahalı seçim kampanyalarını kimler ya da hangi çevreler finanse ediyor, seçimler sonrası en çok konuşulacak konuların başında gelecek.
Çok büyük rant ve çıkar ilişkilerinin odağında olan belediyeleri yöneten kişilerin temiz kalabilmesi gerçekten çok zor.
Belediye başkanı ne kadar iyi niyetli olursa olsun bir yandan birileri adına dosya ve iş takibi için meclise yerleştirilenler, diğer yandan devam eden ya da yeni başlayacak yatırımlar için her türlü yöntemi kullanmaktan çekinmeyen sermaye gruplarının etkisi ve baskısı altında çalışmak zorunda kalacaklar.
Daha da önemlisi bu kıyasıya rekabet içerisinde siyasi partiler ve adaylar halkın beklentilerini çok yukarılara çektiler.
Geçmişte uygulanan popülist politikaların halkta nasıl hayal kırıklığı yarattığı, ne tür tepkiler oluştuğunu unutmamak gerek.
Her şeye rağmen şu ana kadar birkaç istisna dışında kampanya sürecinin siyasi nezaket kurallarına uygun, hoşgörü ve barış içerisinde sürdürülüyor olması en olumlu yanı.
Demokratik bir yarış sonunda kazanan Bodrum halkı olsun.
AYHAN ONGUN (Gazeteci-Yazar) 19.03.2024 / BODRUM